19 Mayıs 2019 Pazar

Ay Fazı Komplikasyonu


Longines Master Collection Moonphase saatimde bahsettiğim ay fazı komplikasyonunu biraz olsa açıklamak istiyorum sizlere.

Ay fazı komplikasyonu, çoğu saat meraklısı için çok istenen bir komplikasyondur. Bazıları onun yararı ve teknik üstünlüğü için onu arzu ederken, diğerleri onu sadece güzelliği için arzuluyor. Bir ay döngüsünün süresi (yeni aydan yeni aya) 29 gün, 12 saat, 44 dakika ve 3 saniyedir. Bu komp Ay fazı komplikasyonu, çoğu saat meraklısı için çok istenen bir komplikasyondur. Bazıları onun yararı ve teknik üstünlüğü için onu arzu ederken, diğerleri onu sadece güzelliği için arzuluyor. Bir ay döngüsünün süresi (yeni aydan yeni aya) 29 gün, 12 saat, 44 dakika ve 3 saniyedir. Bu komplikasyon ayımızın o gündeki mevcut aşamasını izleyerek ayın yeni mi, tam mı, yarım mı yoksa çeyrek mi olduğunu gösterir.

Dönen bir disk kullanarak, saat Dünya'dan görüldüğü gibi ayımızın aydınlatılan kısmını göstererek ayın döngüsünü gösterir. Ayın evreleri, genellikle kadranın gerçek bir grafik görüntüsünü gösteren kadran üzerindeki bir açıklık ile gösterilir. Tıpkı ay gökyüzünde dolaşırken, görüntü saatin kadranında dolaşıyor.

Ay fazı döngüsünün güzel görüntüsü çeşitli saatlerde farklılık gösterir. Çoğu zaman ay evresinin saatin kadranına renk patlamaları ekleyerek, her zaman değil, parlak ve canlı renklerde görüntülendiğini görüyoruz. Bazı İsviçreli saat markaları, ay evresi göstergesi kadran rengiyle harmanlanarak daha ince bir yaklaşım sergiliyor. Ay evresi gösteriminin popüler bir konumu saat altı konumunun hemen üstünde olsa da, evrensel bir konumu yoktur.




Sahip Olduğum Saatler


Küçüklüğümden beri çeşitli moda markalarının saatlerini kullanıyordum ama en son chronographlı quartz bir seikoda duruldum. Ta ki babam bana Longines Master Collection Moonphase saati gösterene kadar. Saate o an aşık oldum. Ay fazlarını göstermesi belki kullanacağım bir özellik değildi ama saate çok şık bir hava katıyordu. Tabi babama göre üniversiteyi bitirdiğimde kolumda olacaktı bu saat. Gel zaman git zaman otomatik saatleri araştırmaya başladım ve kendi başıma alabileceğim bütçeme uygun Longines Hydroconquesti buldum. Tam karar vermiştim ki bir ikinci el alım-satım sitesinde Tag Heuer Aquaracer 300 m ilanı buldum ve ilk otomatik saatimi almış bulundum. Gerçekten çok heyecanlandım ilk koluma taktığımda. İlk çelik bilezikli saatim olduğu için biraz ağır geldi ama alıştım :) Her kıyafetle uyum sağlaması ilk otomatik saatim olduğu için çok avantaj oldu bana. Ama her gün takmaya başladım ve saatin zarar görmemesi için Apple Watch aldım. Amacım değişimli kullanmaktı ama aldığımdan beri Apple Watch’u bir kere takmışımdır sanırım :) Geçen hafta internette gezerken bir saat markasının sitesinde Longines Master Collection Moonphase'i çok ama çok uygun bir fiyata gördüm. Aklımda hiç saat almak yokken telefon açtım ve İstanbul şubesindeki saati Ankara şubesine göndermelerini istedim ve ertesi gün Kıbrıs'tan Ankara'ya gelerek saati satın aldım. Saat aslında beklediğim gibi değildi çünkü kutusu o fotoğraflarda gördüğüm ahşap güzel kutusu değil ve saatin tokası kelebek toka değildi. Uygun fiyata aldığım için pek takılmadım ve internette araştırdığım kadarıyla az da olsa bu modelden de varmış onu öğrenmiş oldum. İki mekanik saatimi de yaklaşık iki yıldır kullanıyorum. Şimdiye kadar beni Longines’in rotoru arızalanması dışında hiç üzmediler. O halde saatlerin fotoğraflarını paylaşayım da biraz gözlerimiz şenlensin. 😊








Mekanik Saatlerin Çalışma Prensibi


Elektronik(quartz) saatlerin aksine, mekanik saatler enerjilerini pilden almazlar. Onun yerine dairesel bir kutuya yerleştirilmiş daha kalın ve güçlü ana yayın sıkıştırılmasıyla enerjilerini sağlarlar. Mekanik saatin kalbi ana yaydır. Bu, genellikle en az 35.5cm uzunluğunda ve bazen çok daha fazla bir spiral şeklinde kıvrılmış ince bir metal parçasıdır. Saat sarıldıkça, ana yaydaki gerilim artar ve spiral daha da sertleşir. Saat kuruldukça yay gerilir, enerji harekete aktarılır ve spiral gevşetilir.

Enerji, birkaç dişliler vasıtasıyla harekete aktarılır ve ana yayın kendisi, orta tekerleği çalıştıran tulumbayı tahrik eder. Merkez çark saatte bir kez döner. Ayrıca her 12 saatte bir dönen ve saat ibresi içeren merkez çark tarafından tahrik edilen başka bir dişli çark da vardır.

Merkez çark dördüncü çarkı süren üçüncü çarkı çalıştırır. Dördüncü çark dakikada bir kez döner ve saniye kolu merkezi bir pivottan tutturur. Sonunda dördüncü çark kaçış çarkını çalıştırır. Tüm bu çarkların doğrudan değil, pinyonlardan geçtiğine dikkat edilmelidir.

Fakat tüm bunlar olsaydı, bir saatimiz olmazdı çünkü tulumbadan aktarılan hareketi kontrol edecek bir mekanizma yok. Bunun kontrolü için eşapman çarkına ihtiyacımız vardır.

Bir palet çatalı kaçış çarkının serbestçe dönmesini önler. Çatalı iki ucu tekerleğin dönüşüne müdahale eder ve böylece durdurur.

Palet çatalı, ortada T şeklinde bir şeydir ve kaçış tekerleğini etkilemek için dışarı çıkar.

Palet çatalının diğer ucunda itme pimi adı verilen başka bir mücevherle temas eden küçük bir çentik vardır. Bu itme pimi, itme makarasına takılıdır, ancak merkezden ofsetlenmiştir. İtme silindiri denge tekerleğine merkezi bir pivottan tutturulmuştur.

Tamam, bu durumda olan, kaçış çarkının dönüşünün, palet çatalındaki taş birinin kaçış tekerleğinin dişleri arasındaki bir boşlukla eşleşmesine ve çarkın dönmesini geçici olarak durdurmasına neden olmasıdır. Palet çatalı daha sonra diğer tarafa doğru geri sallanır ve palet çatalı diğer ucu kenetlenip tekrar durmadan önce kaçış çarkını serbest bırakır. Tüm bunlar 4Hz'lik bir hareketle saniyede dört kez gerçekleşir.

Peki tüm bu palet sallanmasını ne tahrik ediyor? Daha önce bahsettiğim denge çarkı ağırlıklı ve bu nedenle de dönme eğilimindedir. Bu dönme, palet çatalının bir ucunun ayrılmasına ve diğer ucunun birleşmesine neden olur. Denge yayı daha sonra bu dönüş yönünü tersine çevirmek ve palet çatalını sürekli sallamak için enerji sağlar. Bir saat ayarlandığı zaman yay gerginleşir ve gergin yay hareketi sağlar.


Mekanik saatlerin çalışmasının teori kısmı biraz sıkıcı ve uzun olmuş olabilir fakat bu kadar özet geçebildim. :) Pratikte görebilmeniz için bir de video paylaşıyorum;



Bir sonraki yazımda kendi sahip olduğum mekanik saatlerin incelemesini yapacağım. Kendinize iyi bakın. :)

Tanışma

Eşapman Çarkı isimli bu blog Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu TUR 102 Türkçe II dersinin projesi olarak Lütfi Burak Eylenoğlu tarafından hazırlanmıştır. Bu blog sayfasında günümüzde pek ihtiyaç olmayan ama gerek hobi olarak gerekse aksesuar olarak kullanılan mekanik saatler, çalışma prensipleri ve onların tarihleri hakkında kısa bilgiler vermeye çalışacağım.

İlkel devirlerde, insanlar güneşin konumu sayesinde zamanı öğrenirlerdi ve bu sayede gündelik işlerini yaparlardı. Daha sonra devletlerin kurulması ve otoritelerin görevlerini bir düzen içerisinde yapmalarını sağlamak için zamanın daha ayrıntılı bir biçimde okunulması gerekti. Bu yüzden M.Ö. 4000’li yıllarda ilk saat olan güneş saati icat edildi. Fakat geceleri güneş saatinden yararlanılamadığı için sırasıyla su, kum ve ateş saatleri icat edildi. Daha sonra din adamlarının ibadetlerini zamanında yerine getirebilmeleri için ilk mekanik saatler üretilmeye başlandı. Fakat günü yirmi dört saate bölen ilk kadranlı mekanik saat 1344 yılında Giovanni di Dondi tarafından icat edilmiştir. Quartz saatlerin icadına kadar olan süreçte mekanik saatler bir ihtiyaçtı fakat quartz saatlerin icadından sonra mekanik saatlerin daha komplike sistemler olması, üretimlerinin pahalı olması ve quartzların daha doğru zaman tutmalarından dolayı mekanik saatler günümüze kadar hobi ve aksesuar olarak kullanılmaya devam etti.

Bir sonraki blog yazımda mekanik saatlerin nasıl çalıştıkları hakkında bilgi vermeye çalışacağım.